Diyarbakır’da kaybolduktan 19 gün sonra dere yatağında cesedi bulunan 16 yaşındaki Narin Güran’ın ölümüne dair açılan davada gerginlik tırmanıyor. Cinayetle bağlantılı olarak "suçluyu kayırma" suçlamasıyla yargılanan 6’sı tutuklu toplam 15 sanığın davasında, sanık avukatları mahkeme hakimi hakkında Hâkimler ve Savcılar Kurulu'na (HSK) şikâyette bulundu.
Sanık avukatları, dava sürecinin usulsüz şekilde yürütüldüğünü savunarak, Avukat Mustafa Demir imzasıyla savcılığa bir dilekçe sundu. Dilekçede, iddianamenin okunmadığı, sanıklara yasal haklarının hatırlatılmadığı ve buna rağmen duruşma tutanağında bu işlemlerin yapılmış gibi gösterildiği belirtildi.
TUTANAKLAR GERÇEKLE UYUŞMUYOR
Avukatlar, SEGBİS kayıtları incelendiğinde söz konusu usulsüzlüklerin ortaya çıkacağını öne sürerek, tutanaklarda "CMK 147’ye uygun hak hatırlatılmasına" dair yanıltıcı ifadeler kullanıldığını belirtti. Savunmanın alınmasından önce iddianamenin okunmaması ve sanık haklarının hatırlatılmaması durumunun duruşmanın geçersiz sayılmasına yol açabileceği ifade edildi.
UCİM DERNEĞİ'NİN KATILIMINA İTİRAZ
Dilekçede dikkat çeken bir diğer nokta, çocuk sanıkların yargılandığı duruşmada UCİM (Saadet Öğretmen Çocuk İstismarı ile Mücadele Derneği) temsilcisinin yer alması ile ilgili itirazlar oldu. Avukatlar, suçun "adliyeye karşı işlenen bir suç" olarak değerlendirildiği ve bu nedenle UCİM’in davaya katılamayacağı görüşünü savundu. Buna rağmen, mahkemenin derneği adeta bir baro gibi kabul etmesini eleştirdiler.
REDDİHAKİM TALEBİ GERİ ÇEVRİLDİ
Avukatlar, mahkeme sırasında reddihakim talebinde bulunduklarını ancak hakimin, bu talebi "yazılı dilekçe verilmediği" gerekçesiyle dikkate almadığını belirttiler. Yazılı talep sunulsa da duruşmanın ara verilmeden devam ettiğini ifade ettiler.
TUTUKLULUK KARARINA ELEŞTİRİ
Dilekçenin son kısmında ise, tutuklu sanıkların 7 aydan fazla bir süredir cezaevinde tutuklu bulundurulduğu ve benzer davalarda sanıkların serbest bırakıldığı vurgulandı. Avukatlar, "suçluyu kayırma" suçunun CMK 100/3’te yer alan katalog suçlardan biri olmadığını, buna rağmen tutukluluğun devamına karar verildiğini ve gerekçede hukuka aykırı bir şekilde katalog suçlarına atıfta bulunulduğunu belirttiler.
Sanık avukatları, bu nedenlerle duruşma hakimi hakkında soruşturma başlatılmasını ve gerekli disiplin işlemlerinin uygulanmasını talep etti. Şikâyet dilekçesi, adil yargılanma hakkının ihlali ve yargıya güvenin zedelenmesi iddialarıyla HSK’ya gönderildi.