10 yaşında soğan sarımsak soyarak kebapçılığa başlayan Bedrettin Aydoğdu, Bedri Usta markası ile zincir haline geldi. 12 yaşında Adana’dan İstanbul’a kaçarak 2 sene köprü altında yatan Aydoğdu, biriktirdiği paralarla kurduğu Bedri Usta kebapçısını şimdi dünyaya açıyor.
“Doğuştan kebapçıyım ben” diyerek başlıyor hikayeye Bedrettin Aydoğdu... Dünyada Adana kebabın ilk tescilini alan ve Bedri Usta markasıyla tanınan Bedrettin Aydoğdu’nun hikayesini işledik bu hafta Patron Katı’nda. Aslen Mardinli olan ancak Adana’da doğup büyüyen Aydoğdu’nun dramatik ve girişimcilere ders olacak nitelikte bir hayatı var. 10 yaşında soğan sarımsak soyarak bu işe giren Aydoğdu’nun 9 kardeşi de kebapçı... 1980’de Adana’dan kaçarak İstanbul’a gelen Bedrettin Aydoğdu, Laleli’de çalışmaya başlıyor. Günlük aldığı yevmiye otele yetmediği için 2 sene köprü altında sokak çocukları ile yaşıyor. Öyle hırslı ki, yemek yemeyip biriktirdiği paralarla bir dürümcü açıyor. Ardından o dürümcü dükkana dönüyor. Meşhur ‘Yüzevler’ böyle kuruluyor. 25 sene ocak başında çalışan Bedrettin Aydoğdu’nun hem kebaplarını hem de esprili kişiliğini herkes çok seviyor. Ağabeyi ile ortak açtığı dükkandan anlaşmazlık sonucu ayrılan Aydoğdu, Bedri Usta ismiyle kendi markasını yaratıyo ve hikaye böyle başlıyor. Şu an 8 şubesi bulunan Bedri Usta, yakında dünyaya açılacak. Almanya, Azerbaycan ve İtalya ile yurtdışı serüvenine atılmayı hedefleyen Bedrettin Aydoğdu’dan kendi hikayesi dışında, sektörü ve kebabın inceliklerini dinledik...
İlginç bir hayat hikayeniz var. Nasıl başladı kebap sevdası?
Ben 7 yaşındayken babam Adana’ya pamuk toplamaya gelmiş. Sonra orada kalmışız. 9 çocuğu oluyor. 9 çocuğu da okula yollamıyor. Hepsi kebapçı oluyor. Adana’da soğan sarımsak soyarak başladım bu işe. Çok hırslıyım o zamanlar... 12 yaşında ayağımın altına kasa koyar kebap pişirirdim. 1980’de Adana’dan kaçtım İstanbul’a geldim. Laleli’de çalışıyordum. Aldığım yevmiye otele yetmediğinden sokakta yatıyordum. Bu Fatih’te bir altgeçit var, bisiklet satılan 2 sene orada yattım. Para biriktirmeye başladım. Bir gün sokakta yatarken, bir TV programında kimsesiz çocukların hayatlarını işlemek için bizim yanımıza geldiler. Benimle röportaj yaptılar. Sunucuya ‘Ben kimsesiz değilim, 9 kardeşim var ama burada aldığım para otele yetmediği için sokakta yatmak zorundayım’ dedim. Programı annem ve babam izlemiş, atlayıp geldiler İstanbul’a. Elimde biriktirdiğim paraları da alarak döndük Adana’ya. 14 yaşında evlendim. 20 yaşında 4 çocuğum vardı. Askerden döndükten sonra, İstanbul’a dönme vakti geldiğini anladım ve biriktirdiğim paralarla İstanbul’a geldim.
Zor bir hayat, ilk işinizi nasıl kurdunuz?
O zamanın parası bir dükkan açabilecek kadar birikimim vardı elimde. Sokak arasında dürüm satmaya başladım. İşler iyi gidiyordu. O dürümcüyü dükkana çevirdim. Ziyapaşa’da ‘Yüzevler Kebapçısı’ oldu. Ağabeyimde Almanya’da restoranda çalışıyordu. İşler iyi gidince ağabeyimi de çağırdım, ortak başladık bu işi büyütmeye. 25 sene mutfakta çalıştım. Ağabeyim ile anlaşamadık ve ben kendi markamı kurmaya karar verdim.
Bedri Usta’da işler nasıl gidiyor?
Şu an 7 şubemiz var, her geçen gün büyütüyoruz. 7 şubenin tamamı benim. Franchise vermeye başladım. Ama belli şartlarım var. En büyük şubem Kalamış’ta. 800 kişi ağırlayabiliyoruz. Bodrum’da yeni bir restoran açtım, orada da işler iyi gidiyor. Türkiye’de yılsonuna kadar 20 şubeye ulaşacağız. Yurtdışından talep var. Almanya’dan, İtalya’dan ve Azerbaycan’dan gelen yatırımcılar Bedri Usta’yı yurtdışına götürmek istiyor. Ortadoğu’dan da talep geliyor. Değerlendiriyoruz. Hedefimiz Adana Kebabı’nı dünyaya yedirmek. Türkiye’de ise Bursa, İzmir ve Ankara’da restoran açmayı planlıyorum.
Franchise demişken, şartları nedir ?
Yatırımcı geliyor bana diyor ki Nişantaşı’nda Bedri Usta açmak istiyorum. Ben de diyorum ki benim bir tabela ücretim var, o tabela parasını vereceksin. Sadece kasa ve muhasebe size ait. Geri kalan personel, et, işletme bana ait. Benden franchise alan bir elemanı bile benden habersiz değiştiremez. Semtine göre fiyat değişiyor. 150 bin lira ile 200 bin lira arasında... Cirodan; ocakbaşından yüzde 15, dönerden yüzde 10 alıyorum KDV dahil.
AYDA 50 BİN KİŞİYE KEBAP YEDİRİYORUZ
Dükkanlarda satışlar nasıl ?
2015’i 8 milyon lira ciro ile kapadık. Ayda rahat 10 ton et satıyoruz. 5 ton domates, 2 ton yeşil biber... Toplam 7 dükkânda ortalama ayda 50 bin kişiye kebap yediriyoruz. 200 çalışanımız var. Özel spesyallerimiz var menülerde. ‘Bedri Usta Şiş’ benim özel spesiyalim. Kuzu bonfilesi, çok güzel bir et ve terbiye yaptım onu. Hayvanın sırtından yapıyorum. Pamuk gibi oluyor. Adana’dan baharatlar geliyor. Etleri buradan alıyorum, Trakya, Konya, Karaman, Balıkesir...
PARAYLA KEBAPÇI OLUNMAZ, OCAK DUMANINI YUTACAKSIN
Kebapçılık Türkiye’de nereye gidiyor?
Bilen de yapıyor, bilmeyen de yapıyor. Cebinde parası olan adam kebapçı açacağım diyor. Çok paranın olması bu işi yapabileceğin anlamına gelmiyor. Kebapçı olmak için ustalık yapacaksın, parayla olmaz, kebap dumanını yutacaksın önce...
İNGİLTERE’YE UÇAKLA KEBAB YOLLADIĞIM OLDU
İşin ehline soralım, kebabı pişirirken nelere dikkat edeceğiz?
Kebabın eti erkek hayvandan olacak. Dişi etten olmaz, çünkü kokar. Koyun olmaz, koç olacak. Adana kebabına çok baharat gitmez. Kuyruk yağı, toz biber, kırmızı biber, tuz başka da bir şeye gerek yok. Adana kebabı baharatlı olmaz. Kebabı pişirdikten sonra altına 2 parça ekmek 2 parça domates yeşil biber.... Kebabın yanına pilav, makarna konmaz. İşini öyle yapacaksın ki, yiyen bir daha gelsin. Çok müdavimimiz var. Ünlü isimler hepsi... Buradan İngiltere’ye uçakla kebap yolladığım bile oldu...
“ADANA KEBAB’IN TESCİLİ BENDE”
Adana Kebap’ın ilk tescilini siz almışsınız dünyada...?
Evet, dünyadaki ilk tescilini ben aldım. Restoranlarda Adana Kebap diye yazamaz aslında, çünkü tescili bende. Bunu suistimal ediyorlar tabi ki, yazan çok, ama peşine düşmek lazım. Vakit bulamıyorsunuz.